Milli Eğitim Bakanlığının İvedilikle Cevaplamasını İstediğimiz Yazımız
T.C. MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞINA,
Bilindiği gibi, 2017 yılı temmuz ayı içerisinde, Sayın Bakan adına imzalanarak il Milli Eğitim Müdürlüklerine gönderilen bir yazı ile, Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim Genel Müdürlüğü bünyesinde faaliyet gösteren, Çanakkale Gelibolu Yahya Çavuş Görme Engelliler okulunun tamamen, Ankara Göreneller, Denizli, Diyarbakır, Gaziantep, İstanbul Veysel Vardal, Kahramanmaraş, Konya görme engelliler okullarının da, pansiyon bölümlerinin kapatılması istenmiştir.
Bu durum, faal okulların %50’sine tekabül ederken, üzüntüyle fark edilmiştir ki, konuyla ilgili ne öğrenci velileriyle, nede uluslar arası sözleşmeler gereği onların meşru temsilcisi olan sivil toplum kuruluşlarıyla, bu mesele hiçbir biçimde ele alınmamış, durum, tam anlamıyla bir oldu bitti haliyle gerçekleştirilmişti.
Ne ki: Sayın Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz’ın samimi ve çözüme istekli bir tutum içerisinde olduğu anlaşılmış, bunun gereği olarak bizlere 01.08.2017 tarihine, oldukça erken zamanda bir randevu vermesi mümkün olmuştu.
Toplantıya, Bakanlık adına Sayın Bakanımız katılırken, yanı sıra Özel Eğitim Genel Müdürü Celil Güngör’de yer almıştı.
Sivil Toplum kuruluşu kanadından ise, Engelliler Konfederasyonu, Samsun Engelliler Federasyonu, Türkiye Körler Federasyonu, Altınokta Körler Derneği ve Türkiye Görme engelliler Derneği adına,
Ahmet Cantürk, Emre Bağ, Eyyüp Doğan, Fatih Karadayı, Hasan Tatar, İbrahim Batdal, İdris inandı, Mehmet Akbulut, Pelin Arslan, Ramazan Koçak, Suha Sağlam, Şule Sepin, Turhan İçli ile, Refakatçi olarak Nazan Cantürk ve Zehra Karayel katılmışlardı.
Toplantıda tüm katılımcılara söz verilerek, teker teker görüşleri alınmış, yaklaşık bir buçuk saat süren toplantıda sağlanan mutabakat, Sayın İsmet Yılmaz’ın guruba deklere ettiği şu kararlarla netleşmiştir.
1- Gerçekten, görme engellilerin özellikle ilk 4 yıllık dönemde, kaynaştırılmış eğitimden layıkıyla faydalanmalarının mümkün olamayacağı açıktır. Bu nedenle, okulların faaliyetleri esastır.
2- Pansiyonlu okullar, dezavantajlı bu guruplar için, diğer kesimlere göre öncelikli ve elzemdir. Şu kadarki pansiyonlarda kalabilecek boşlukların, tersine kaynaştırma yoluyla, normal okullara devam eden ve pansiyon ihtiyacı bulunan engelsiz öğrencilere kullandırılabilir.
3- Gerek okulların işleyişinden, gerek okul ihtiyaçlarından yahut okulların gerekmeyenlerinden vazgeçilmesini içerebilecek, çeşitli nedenlerden kaynaklanacak ihtiyaçlara uygun işlemlerin sürdürülüşü esnasında, istişare esas alınacak ve Özel Eğitim Genel Müdürü’nün aylık periyotlar halinde, konfederasyon temsilcileriyle toplantılar yapacak. Bu toplantıların sonuna kadar ise, okullar eskiden olduğu gibi, faaliyetlerine devam edecek.
4- Okullara öğrenci bulunamadığına dair mazeretin ortadan kaldırılması için, içerisinde sivil toplum kuruluşlarının da yer alacağı, bir okullaştırma seferberliği başlatılacaktır.
Her ne kadar, toplantı sonunda, Sayın Celil Güngör’e bu toplantıları yapma konusundaki istekliliğinin sorulması esnasında alınamamış olan cevap ile, bakanlık merkezinde çekilen toplu fotoğraf esnasında bir arkadaşımızın Sayın Güngör’e
-“Desteğinizi bekliyoruz,” ifadesine karşı, vermiş olduğu,
-“Bana bu tür ufak şeylerle gelmeyin biz küçük işlerin adamı değiliz” açıklaması, tarafımızda kaygı uyandırmışsa da, arkamızda, seçimle gelmiş olan ve emrindeki memura karşı tam yetkili bakanımızın açıklamaları, bizim için belirleyici olmuştu.
Yazık ki, aradan geçen 15 güne rağmen bu kararların üzerine, hiçbir yeni işlem yapılmamış, Bakanlık, teşkilatına, uygulamadan vazgeçtiğini yazılı olarak bildirmediği gibi, telefon görüşmeleriyle, gönderilmiş olan kapamaya ilişkin yazılı emirlerin yerine getirilmesini ivedi olarak istemiş bulunmaktadır.
Bu durum, okullarda yeni öğrenci kayıtlarını durdurduğu gibi, mevcutlarında, kendi başlarının çaresine bakmaya mecbur edilmeleri sonucunu doğurmuş, gelen bilgiler, bir kısmının okullardan ayrılma, bir kısmının ise, ne yapacağı konusunda kararsızlığa, beteri de engellisiyle baş başa kalmaktan doğan çaresizliğe sürüklendiği görülmektedir.
Buna karşılık Sayın Celil Güngör, hiçbir biçimde diyaloga girmemekte, telefonlara çıkmamakta, randevu vermemektedir.
Yukarıdaki bilgiler ışığında,
Temsilcileriyle Sayın Bakan ile yapılan görüşmeye katılan sivil toplum kuruluşları ve üyeleri olarak,
1- Sayın Bakanımızın, tüm ayrıntısıyla tarif ettikleri ve uygulayacaklarını söyledikleri okulların açık kalmasına dair yazılar, neden il müdürlüklerine gönderilmemektedir? Şayet gönderilmiş ise, anılan yazıların bir örneğini talep etmekteyiz.
2- Bakanlık bürokratların il müdürlüklerini arayarak, görüşme öncesi gönderilmiş olan yazının gereğini yerine getirmeleri konusunda baskıda bulundukları doğru mudur? Bu durumdan Sayın Milli Eğitim Bakanı haberdar mıdır?
3- Kaygımız odur ki: bu suretle öğrenci kaydını engelleyen ve mevcut öğrencilerin okullarından kopmasının ardından, okulların açılması aşamasında, esasen uygulamaya eskiden olduğu gibi devam edilmek istenmişse de, bu durumu öğrenci yokluğu nedeniyle gerçekleştiremedikleri savunmasına sığınılacak, gerçek durumu yansıtmayan bu şartlara bizler gibi, asla kamuoyu da inanmayacaktır.
Yukarıdaki soru ve kaygılarımız çerçevesinde,
Milli Eğitim Bakanı Sayın İsmet Yılmaz’ın verilen söz ve kararlarına sahip çıkarak sürece el koymasını,
Sayın Celil Güngör tarafından istenmeyen ve fiilen de gerçekleşmesi engellenen, genel müdürlük sivil toplum kuruluşları arası görüşmelerin başlatılmasını,
Her şeye rağmen, bilmediğimiz bir nedenle, bakanlık kararında bir değişiklik olmuş ise, durumun sayın bakanın ağzından açıklanmasın ve konuyla ilgili yeni bir görüşme ihtiyacının gereği randevunun tarafımıza verilmesini talep eder,
Okulların 2016–2017 yılı koşullarında hizmet vermeye devamları konusunda, gerekli tedbirlerin ivedi olarak alınmasını,
Tüm bu süreçle ilgili, tarafımızın bilgi edinme hakkından yararlandırılarak, yazılı olarak aydınlatılmasını,
Arz ederiz.